Çok Amaçlı Stadyumlar

Circus Maximus: Çok Amaçlı Stadyumlar
Stadyumlar profesyonel spor aktivitelerinin tam merkezinde yer alan,
insanoğlunun spora dair her türlü başarısının görüldüğü ve bu anlamda tarihin
yazıldığı ender teatral mekanlardan bir tanesidir. Sadece sporcular için değil
aynı zamanda seyirciler için de heyecan verici sportif bir barınaktır. Bu büyük
barınak sporun tüm yaşam ve ruhunu, heyecanını dışa vurur.
Stadyumların tarihi çok eskilere dayanır. Antik Roma’da hipodromların en
büyüğü Circus Maximus’tur. Öyle ki, dönemin en büyük spor yapılarından bir
tanesidir ve spor faaliyetlerinin yanı sıra araba yarışlarına da mekan
oluşturmuştur. "Maximus" yakıştırması o günlerde belki spor yapısının
büyüklüğü ile ilgilidir fakat bu olgu halen geçerli midir? Günümüzün “Circus
Maksimus”ları artık büyüklükten çok, çok amaçlı kullanımlara verdikleri
imkanlar doğrultusunda bu unvana sahip olmaktadır.
Stadyum tasarımlarındaki belirgin gelişmelerde futbol öncü spor dalıdır.
Öyle ki son yirmi yıldır sadece futbola yönelik stadyumlar inşa edilmekte.
Futbol, tüm spor dalları içerisinde en büyük gelişimi göstererek son elli yılda
büyük bir endüstri haline geldi. Bu gelişen endüstri içerisinde stadyumların
kullanıcıları da çeşitlendi. Seyirciler sahip oldukları sosyo-ekonomik şartlara
bağlı olarak stadyum içinde farklı hiyerarşik mekanlara ayrılırken bu kitleye
basın mensupları, protokol, maç görevlileri ve güvenlik kitleleri de eklendi.
Stadyum içinde var olan bu farklı kesimlerin konforu, emniyeti ve güvenliği
için yüksek kaliteli stadyumların gerekliliği bir zorunluluk haline geldi.
Günümüzde inşa edilen yüksek kaliteli stadyumların sadece spor işlevi
içerisinde sıkışıp kalmış; haftada bir, belki de on beş günde bir kullanılan
yapılar olmaları, bu devasa strüktürlerin kent yaşamına daha sık katılımlarını
sağlamak için farklı işlevlerle zenginleştirilmeleri üzerine önemli küresel
tartışmalara neden oldu. Bu doğrultuda stadyumlar, bünyesine farklı işlevlerin
adapte edilmesiyle daha sık ziyaret edilen, haftanın her günü yaşayan bir
yapıya doğru evriliyor. Bu, şu anlama gelir: Modern stadyumlar günlük olarak
yeni aktiviteler, buna uygun bir çevre ve tasarım yaratmak zorundadır.
İşlevsel zenginleşme, yaratıcı bir yaklaşım gerektirebilir. Hem yerel hem
de küresel imkanlar için gerekli araştırmalar mutlaka yapılmalıdır.
Zenginleştirmenin içeriği birçok alanı kapsayacak şekilde geniş bir yelpazeye
yayılabilmelidir. Bu anlamda, stadyumun kullanımını tüm haftaya yayabilecek
halka yönelik bazı eylemleri organize etmek; gerekli fiziksel önlemleri alarak
konser, festival ya da başka spor dallarına ilişkin aktiviteler düzenlemek;
stadyum içerisinde ya da çevresinde restoran, eğlenme ve dinlenme mekanlarını
oluşturmak; localar ve gösterişli yeme-içme mekanları gibi VIP imkanlarını
artırmak; stadyumlarda konferans salonları oluşturmak ve gerektiğinde bunları
iş çevrelerine ya da konferans organizasyonlarına kiralamak; stadyum içi ve
çevresinde kulüplere ilişkin ticari metanın satışına yönelik mağaza ya da
imkanları çoğaltma girişimleri oldukça önemlidir.
Stadyumlarda loca sayıları ekonomik getirilerinden dolayı hızla artıyor.
Özellikle modern stadyumlarda localar stadyum çanağının iç çeperinde, oyun
alanını iyi bir konumdan gören, sadece doğu-batı değil aynı zamanda kuzey-güney
tribünlerini de kapsayacak şekilde yerleştirilmekte. Sayıca çokluk, bu
alanların sadece maç günü değil, haftanın her günü kullanılabilecek bir işleve
dönüşebileceklerini akla getirmektedir: ofisler. İş çevrelerinin kulüplerden
sezonluk kiralayacakları bu alanları aynı zamanda ofis olarak
kullanabilecekleri aşikardır; öyle ki, stadyumlar iş çevrelerine kendi
bünyesinde imkan olarak daha fazlasını da sunuyor. Locaların yapısı bir başka
işleve de uygun düşmekte: otel odası. Günümüzde tasarlanan ve inşa edilen
stadyumların bir kısmı çok amaçlı kullanım amacına uygun olarak farklı
işlevleri bünyesinde barındırıyor. Otel işlevi, stadyumun çeperinde olabileceği
gibi içinde de çözümlenebilir. İçinde çözümlenmesi durumunda bazı localar otel
odaları olarak da düzenlenebilir.
Modern stadyumlarda karşılaştığımız en belirgin işlevlerden bir tanesi de
kulüplere ilişkin müzeler. Dünya çapında ün yapmış spor kulüplerine ait müzeler
küresel bir ilgiyi üzerine çekiyor. Buralarda bilinen düzenleme ve sergi
biçimlerinin dışına çıkılarak elektronik ve etkileşimli yaklaşımlara doğru bir
dönüşüm yaşandığına tanık olmaktayız. Stadyumlarda müze olgusu ile bağlantılı
bir diğer konu ise stadyum turudur ve bu ikisi birlikte ele alınabilir. Çünkü
stadyum, tüm seyircilere sahne arkasında olanları daha iyi görmelerini,
hissetmelerini sağlayacak imkanları sunar. Dolayısıyla stadyum içinde yapılacak
geziler bu etkiyi daha da artırır. Turlar tekil aktiviteler olabileceği gibi
başka kurumsal eylemlerle de birleştirilerek yapıları zenginleştirilebilir.
Bir endüstri olarak futbolun hızlı gelişimi stadyumları tasarımcılar kadar
kullanıcılar için de bir cazibe merkezine dönüştürmektedir. Son yirmi yıl
içerisinde küresel olarak çok farklı konseptlere dayanan stadyumlar –bunda
uluslararası organizasyonların katkısı büyük– kentlerin yeni sembolleri olarak
inşa edildi. Bu tasarımlarda malzemeler, konstrüksiyon, semboller ve
tasarımları etkileyen yeni ek işlevler ön plana çıktı. Yeni işlevler
stadyumların hem tasarımını etkiledi hem de kent hayatına daha sık katılımlarını
sağladı. Yeni tasarlanacak stadyum (circus maximus) yapılarının bu işlevsel
zenginleşmeyi dikkate almaları artık kentsel yaşamın önemli bir parçası oldu.
KAYNAKLAR
-Sheard, R., John, B., Vickery, B., (2007), Stadia, Taylor & Francis; 4
edition.
-UEFA, (2011), Guide to Quality Stadiums, UEFA, Nyon, Switzerland
-FIFA, (2011), Technical recommendations and requirements, fifth edition,
Zurich, Switzerland